60 dakika her şeyin yolunda gittiği bir karşılaşmada Fenerbahçe’nin Samsunspor karşısında puan bırakması bu sezonun belki en tuhaf ve aynı zamanda da gereksiz sonucu oldu.
Fenerbahçe savunması son karşılaşmalarda rakiplerine pozisyonu bırakalım akan oyunda şut imkanı bile vermiyordu.
Duran toplarsa fazlasıyla sorun oluşturuyordu. Geçen hafta Gaziantep FK’nın son dakikada kaçırdığı veya Livakovic’in kurtardığı şut bu anlamda dikkat çeken bir durumdu.
Samsunspor’un da genel görüntüsü organize bir oyun kurmanın ötesinde duran top ile pozisyon üretme becerisi gösteren oyuncuları işaret ediyordu ki Emre Kılınç bu özellikleriyle Sivasspor’dan Galatasaray’a transfer olma başarısı gösteren futbolcuların başında geliyordu.
Fenerbahçe’nin yediği golde sivrilen Emre Kılınç ve Livakovic oldular.
Bu şekilde gol yemek kuşkusuz üst düzey bir takım için her zaman soru işareti bırakıyor sahanın içine…
Diğer taraftan golün hemen peşinden İsmail Kartal’ın 3 radikal değişiklik yapması satranç oynayanlar anlayacaktır; çift (??) işaretlik hamleler olarak notlara geçti.
Geçen maçta da İsmail Kartal’ı bir yandan överken öte yandan gizliden gizliye eleştirdiğimi belirtmiştim bazı hamleler her zaman riskleriyle birlikte değerlendirilirler.
Gaziantep FK karşısında orta alandan bir oyuncu eksiltip, 9 numarayı iki oyuncuya çıkararak sezon başından beri hiç görülmedik bir taktik değişiklik yapan İsmail Kartal, Samsunspor’un golünden sonra Jorge Jesus’tan hatırladığımız dokunuşlarını gerçekleştirdi.
Hatta Mert Müldür’ü çıkarıp, Ferdi’yi sağa çekip Lincoln’ü de sola alsa kelimenin tam anlamıyla Jesus piştisi olurdu!
Fenerbahçe geçtiğimiz sezon böyle o kadar çok puanlar kaybetti ki her şeyin iyi gittiği bir anda tepe taklak oldu ve şampiyonluk kaçtı.
Tadic, Dzeko, İrfan Can Kahveci çıktı; King, Batshuayi, Cengiz Ünder girdi.
On dakika sonra Szymanski ile Emre Mor değişikliği ile görüntü bir anda bambaşka bir hale büründü.
Atak ve pozisyon var gibiydi ama etkisi hiç yoktu!
Puan kaybı bağıra bağıra geldi.
Çıkan oyuncuların tamamı Fenerbahçe’nin bu sezon fark yaratan oyuncularıyken; giren oyuncular (bunu yazarken her ne kadar rahatsızlık hissetsem de) bir anlamda geçen sezonun kaybını yaşatanlardı.
İsmail Kartal bu denklemi aklından hiç çıkarmaması gerekiyor.
Kazandıran > kaybettiren oyuncudan!
Sonda yazdığım cümlelerden yanlış anlamlar çıkmasın diye açıklama gereği duyuyorum; bu oyuncuların her biri değerli ve yeri geldiğinde puanlar kazandırma potansiyeline sahipler.
Ama belli bir kadro, taktik, uyum içinde olmak kaydı ve şartıyla.
Batshuayi kariyerinde bir oyuncuya “loser” yakıştırması yapmak kimsenin haddine değildir kuşkusuz; ama belli ve sınırlı bir kadronun içinde ister istemez oradan bu sonuç çıkmaktadır.
Anlaşılmayan hususlardan devam etmek gerekirse; İsmail Kartal geçen hafta iki 9 numara ile saha yerleşimi yaparak bir sonuç almışken, Kadıköy’de neden bunu deneden imtina etti?
Tadic bu karşılaşmada öncekilere nazaran çok daha etkiliyken neden ilk çıkan grubun içinde yer aldı?
Emre Mor için ister istemez bir paragraf açmak gerekiyor.
Fenerbahçe futbolcu için kariyerine tutunabilmek adına belki de son şans olacaktır. İsmail Kartal bence kendisine olduğundan da çok fırsat veriyor. Elinden gelenin bu kadar olduğuna inanmak istemiyorum; öyleyse zaten hatayı yapan teknik direktör olur. Bu yetmiyor evet, daha çok çalışması gerekiyor.
Fenerbahçe çok önemli bir 2 puanı hem de İstanbul’da bıraktı.
Her sezon aynı şeyleri yazmaktan belki bıktık ama gerçek değişmiyor.
Derbi veya büyük maçlarda puan kaybetmek bir yere kadar anlaşılır ama şampiyonluk yarışında giderken bu seviyedeki rakipleri kayıpsız geçmek gerekiyor.
Sonra bu puanlar çok aranıyor veya üzerine olduğunda da anlamlar yükleniyor.